8 Mart 2009

Bunalmış miso


Bunaldım bu aralar. Anneme anjiyo yapıldı Şubat sonunda. Bir damarında %50 tıkanma bulundu, beteri olmadığına sevindik. Ama aspirin ve türevlerini kullanamıyor, kanama yapıyor; bu da doktoru ürküttü. Stent takmak veya by-pass yapmak için mutlaka kan sulandırıcı gerekiyormuş. Umarız gerek kalmaz.

Geçtiğimiz Çarşamba müdürüm belini incitti. “Bir musibet bin nasihatten evladır”ı örneklemiş olduk. Ilgaz efendi artık kucakta çişe kaldırılır mı? Adam benim kadar neredeyse. O gece sırtı ve beli kazık kesti. İki gün yattı; onu iç, bunu yap. Bugün daha iyice. Yarın inşallah doktora gidebileceğiz ve umuyorum ki hiç bir şey çıkmayacak.

Hastalık beni perişan ediyor. 20 yıldır babamın çeşitli maceralarına koşturup duruyoruz. Evet, başa gelince çekiliyor ama artçı sarsıntılarım çok uzun sürer oldu. Moralim bozuldu, böyle bir ağlama isteği, Sezen dinlememeye özen göstermeler filan... Ya ciddi ciddi kendi hastalığımı düşünür oldum. Aslan kediler; ben de onlar gibi basıp gitsem böyle ciddi bir arıza çıktığında, şööyle gizli bir köşeye kıvrılsammm...

Bunaldım demiştim ya... Kendimden sıkıldım. Ve tabi bir de gerçekten çok sevdiğim, sadece bloglarımız vasıtasıyla olmasına rağmen şaşırtıcı derecede “canım arkadaşım” addettiğim insanları okuyamıyorum bir süredir. Yalnızca vakitsizlik değil bunun nedeni. Canım istemiyor; yazmak hiç istemiyor. İçim de sürekli kıpır kıpır; elektraya ne oldu, ekmekçi ne yapıyor, evinkedisinin hamileliği, ... Herkesi yazmak mümkün değil tabi şimdi buraya. Bu üç arkadaş şimdi aklıma düşüverenler. Aslında yazmak da istiyorum; Ilgaz efendinin suratımda patlayan veli görüşmesi, bir arkadaşın mok yemeleri filan. Ama elim varmıyor. Biraz ara mı versem diye düşünüyorum, o da acayip ürkütüyor. Geri dönerim de, döndüğümde kıymetlilerim nerede olur filan... Ya çocuk gibiyim, üff...

Sevgilim tarafından terk edilmiş gibiyim. Hah, tam böyleyim işte. Terketme beni yahu! Etme!! Ne yaptıysam affettiricem, gel geri. (40 yaş pişmanlığı da böyle oluyor galiba, burnumuz kırılmış, baksanıza)

marruu