Eve geldiğimde saat biri geçiyor. Kafam darmadağınık. Yediden bire kadar bir arkadaşla oturmuşuz. Zamanında çok da anlamlı olmayan bir kaç ufak tefek öfke, anlaşamamazlık yaşamışlığımız var, evet. Ama aslında “arkadaşım” diyebileceğim biri.
Altı yıl önce mart ayında teftişteyken eşi bir sabah bir uyanıyor, bir gözü hiç görmüyor. Aman, MS mi? Ağır seyredeni mi? Apar topar Ankara. Yok, değilmiş, seviniyoruz. Beyin tümörü. Ama habis değil. Hiç olmazsa ameliyat alternatifi var. Bu altı yıl boyunca üç ameliyat oluyor. İyileşti zannederken tekrarlayıp duruyor. Ve şimdi yine başlamış oluşmaya. Meğer bu illetin huyu buymuş: Sıçramıyor, bildiğimiz kanser gibi çürütüp öldürmüyor ama büyüdüğü için beyindeki şu bu merkezleri baskıladığında ölümcül oluyor. Ve çaresi yok.
Evde iki çocuk; biri 5 yaşında, diğeri 16 aylık. Bilerek mi beklemek kötü, bilmeden aniden yüzleşmek mi? Bak nelere üzülüyoruz, diyoruz gece boyunca, defalarca. Bir ağlıyoruz, bir gülüyoruz. Garson bize peçete takviyesi yapıyor arada. Hayat... diyoruz.
Eve girdiğimde üşüyorum. Makyajımı silip kendimi kaynar suyun altına atıyorum.
Isınmak ne mümkün...
Uyumak ne mümkün...
marruu
12 yorum:
:(((
Çok zor, Allah yardımcısı olsun.Söyleyecek başka bir şey bulamadım.Yaşayana da zor,yanındakine de.
Çok zor, çook!
:(((
En güzel yorumu zaten siz yazıda yapmışsınız ; hayat...
İnsan yaşlandıkça kendi hayatı daha çok hayata bağlıyo. Bir acı , bir çok kişinin acısı oluyor...Öyle olmasa gitmek çok daha kolay olurdu.. yanında kimseye ait parçalar götürmeden.. tek başına çekip gidebilmek...
ıhhhhh, biz de böyle küçük küçük dertlerle işte dertlenip oturuyoruz:( tuh bize bazen ve sıklıkla:(((
Delicim,
Mütemadiyen aynı konuyla kafa ütülüyordum, eksik kalmayayım, bir de buraya yazayım dedim. İyi mi? :((
Asortik krepcim,
Başka bir şey diyememek ne kötü di mi?
Ekmekçikızcım,
Gidecek kaçacak hiç bir yer yok :(
Dufresnecim,
Hayat işte. Bilebilir miyiz, di mi? Peh, ben de sana soruyorum. En büyük kumarlardan birinde yer almıştın bir kaç yıl önce, değil mi? Hiç aklına-aklıma gelir miydi? Gamsız dertsiz gezip duruyorduk işte :(
Elektracım,
Yukarıdaki hepimize bazı mektuplar yazıyor, uyarıyor ama bazılarınınki böyle yıldırım oluyor işte. Hayat gailesi de biz basit fanilerin gönül eğlencesi. Sıyrılmak mümkün mü? Ama yuh hakkaten bize...
marruu
misommmm
bi kedi duydum sanki
benim eniştemde aynı 3 ameliyat oldu şimdi çocuk gibi ama 60 yaşında ,arkadaşın eşi çok gençmiş !!!!ve çocuklar en çok onlara takıldım:(
zuzayımmmm marrr
Sevgili eğreltiotu hoşgeldiniz:) Evet evet kediyiz, doğru bildiniz :)
Figencim,
Biliyorum, çaresiz. Eniştene de çok üzüldüm ama dediğin gibi bizimki çok çok genç henüz :(
marruu
hoşbulduk hoşbulduk biz de bekleriz efendim bi teedi olarak :P
Ortaokulda karşı komşumuz vardı, adı Aydın...Üniversite sınavlarına hazırlanıyordu, sarışın mavi gözlü genç bir adam, sabahlara kadar balkon muhabbetleri yapardık, karşıdan karşıya. Sonra biz o doğup büyüdüğüm evden ayrıldık ve taşındık, beyin tümörü olduğunu o zaman öğrendim. Hiçbir zaman eski hali gözümün önünden gitmesin diye ziyaretine gitmedim ama hala duvarında yazan " The Wall" yazısını bana nasıl açıkladığını, şarkıyı söyleyişini, üniversitede işletme okuma hayallerini ve sebeplerini bana anlatışını unutmuyorum. Allah sevenlerine ve bebelerine sabır versin ne diyeceğimi bilemedim :((
Yorum Gönder