7 Nisan 2008

Hooop güüüm


Cumartesi sabahı daha sekiz on beş. Aşağıya inip Ilgaz’a tost/portakal suyundan oluşan kahvaltısını hazırlamam gerekiyor. Evdeki herkes uyuyor. (Kayınvalideler bir haftadır bizdeler, evin beyi zaten ayrı bir dünyada; hiç birini uyandırmak istemiyorum.) Biz de oğlumla kırk beş dakika sonra yüzme kursuna gideceğiz. Terlikler elimde usulca iniyorum, işimi halledip yukarı çıkarıyorum. “Oğlum bak, çizgi filmini izlerken tostunu ye de yüzerken rahatsız etmesin seni, olur mu?” Hıhı. Gözü Pembe Panter’de, beni mi dinleyecek?

Oğlanı giydiriyorum, bütün işler bitmiş. Yine aynı sessizlikte aşağıya inip çocuğu alıp çıkıcam. Terlikler takalak tokolok etmesin diye yine elime alıyorum, ilk basamak, hoooop... Ya nasıl olduğunu anlayamadan sıkı bir uçuş yapıp neredeyse sekiz basamağın dibine konuyorum. Ama tabi bir penguen edasıyla. Gürültünün allahını yapmışım tabi, bir de bağırıyorum düşüşüme yakışır bir şekilde. Herkes tepemde ama ben kalkamıyorum. Yok yok, başımda filan bir darbe yok, darbe olması gereken yerde ama kardeşim oranın adı kaba et değil miydi? Bu nasıl bir acıdır, bir insanın kıçı şişer mi? Sürünerek kalkıyorum, belimi kontrol ediyorum, bir şey yok. Kayınvalide “hemen hastaneye götürelim,” filan diye bağırıyor. “Anne, dur bi, yok bir şeyim, gerekirse gideriz,” diyorum. Biraz yürüyorum filan, yine bir şey yok. Heeey. Ama şişme süreci başlamış, arka taraf cidden kuzu kuyruğu gibi kendini hafif dışarı salmış (ki zaten sağolsun bir hayli dışarıda olduğundan güzelliğine güzellik katılmış)...

Alıyorum oğlanı gidiyoruz. Kuyruksokumu kemiğim sanki kol kemiği gibi kendini belli ediyor. Orada, evet hissediyorum. Oğlanı yüzmeye bırakınca babamı arıyorum. Böyle böyle oldu, ne yapayım? Belinde bir şey var mı? Yok. O zaman en kötü ihtimalle kuyruksokumu kemiğin kırılmıştır, ona da yapılacak hiç bir şey yok, bir süre her yerin ağrıyacak, geçmiş olsun, diyor. http://www.telefonladerdedeva.com/ (Yok böyle bir adres, şiş bölgemden uydurdum) Bakın, harika çözümü buldu: Bekle. (Kızma miso, adam haklı, biliyorsun) Şimdi? Şimdi daha iyiyim ama kuyruksokumu kemiği hala orada, oturup kalkarken de dürtüyor.

Bu arada yeni kedimizi tanıştırayım: SUFLE. Efenim, benim eşim Fransız asıllı olduğu için bizim aptal suratlı, şaşı kediye bu ismi buldu; aristokrasi yani. Bence MUSTİ çok daha iyiydi ama farketmiyor, çünkü kedi efendi her gün hafızayı resetleyip akşam yine bizi pıııhhhhlarla karşılıyor. İsmin ne önemi var bu durumda, değil mi canım kardeşim? Hayvan zeka bakımından cidden yardıma muhtaç durumlarda. Ama güzel, ve tor tor ötüyor, ve Fıstık’ı hala çok özlesem de artık eskisi kadar can acıtmıyor.

Kurşun mu döktürsek ne? diyerek bu kaza tasvirli yazıyı bitiriyorum. (Bir öğrencimin önerisidir, benimle hiç alakası yok, bilakis çok korkarım.)

marruu

18 yorum:

tavsan dedi ki...

Misocan, cok gecmis olsun. Baban doktor sanirsam? Sen yine de bir hastaneye git, gerekirse rontgen/mr ceksinler derim ben. Bir de merdivenler kaygansa haliyla felan mi kaplanabulur. Of ne bileyim ya. Bu saatten sonra diyecek birsey de yok; umarim cabucak agrisiz sizisiz iyilesirsin.

Sokak kedisi arkadasin cani sIkIliyordur tabii evde butun gun yalniz. Bizim Kaplan'in da haftasonu ve haftaici haleti ruhiyesi arasinda acayip fark oluyordu. Siz onun yanina bir arkadas alin bence:P (uzaktan tip tutmak kolay tabii;)

elektra dedi ki...

ıyyyhhhhh:( çok geçmiş olsun. nasıl acmıştır yahu:(
ben folklor oynadığım dönemlerde bir kere kırayazmıştım çanağı da aman aman hatırlamak bile istemiyorum şimdi acısını. ancaaaak, hani baban bilir iyisini tabii de, bir röntgen möntgen bir şey alınaydı çanak ve bel nahiyesinden iyi olmaz mıydı? hani sonra çıkar oyunu ya bazı yörelerin koyunlarının. o bakımdan. öperim:)

uykucu dedi ki...

evet o kurşun döktürmek konusunda banada bir yorum bırakmıştım biliyorum :))bence korkuyu bırakda döktürt!!!!ama kuyruk sokumu ağrısıda korkunç bir şeydir nasıl dayanıyorsun birde o halde ılgazı kursamı götürdün bravo.minik bir soru nereye gidiyorsunuz yüzmeye? bizimkide denizz deniz diye tutturmaya başladı acil iyi bir havuz arıyoruz başlasın derse..

asliberry dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
asliberry dedi ki...

Misooo, geçmiş olsun. Bak ama 3 etti. Tamamdır. Bundan sonra hayatında hep güzel şeyler olacak. Felaketler geçidini, atlattın.

gaykedi dedi ki...

haydaa bir musibetliktir gidiyoruz bakalım blog camiası cümbüş cemaat hadi hayırlısı miso :p

şule dedi ki...

misocum cok gecmis olsun canım ya. ay ay ay diyerek okudum düşme sahnesini. of, canın çok yanmıştır eminim. ben de gecen yil burun ustu dusmustum okulun onunde. cocuklar düşe kalka büyür de kocaman insanların düşmesi acı oluyor gercekten.

gülçin dedi ki...

ah misocum çok geçmiş olsun, ben de geçen perşembe sabah işe giderken minibüsten inip motora koşarken "aa-aa-aa-aaaaaa" diyerek kaldırıma kapaklandım, dizim berelendi. insanın neresi acıyorsa canı orada atıyor vallahi, çok geçmiş olsun. sevgiler.

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Ah Misocum,
Hep geçmiş olsuna geliyoruz. Yetti gari! Gülmek senin de hakkın. Rabbim yüzüne baksın artık, senin de...
:-))

Ay, sahiden geçmiş olsun.:)
Bi sefer ben de kaseüstü gümlemiştim yere. Şimdilerde arada belim tutulur filan. Aman ha!:(

miso dedi ki...

Tavşancım,
Babam doktor; ama söküğü olan ve dikiş tutturamayan cinsten :) Lakin yine de dinleriz kendisini. Belinde bir şey yoksa nafile uğraşma, diye buyurdu kendileri. Ağrılarım da azaldı bir hayli. Yalnızca oturup kalkarken çanak sızlıyor. Neyse, uzun lafın kısası, babaya sığınıp doktora gitmiyorum :)

Elektracım,
Üşeniyorum. Çektirmiycem hiç bir şey. Babam da gerek yok dedi zaten. İmam osurursa cemaat naapar bilirsin, di mi? heheh Koyunları bekliyoruz bir yandan da :)

Figencim,
Bu kadar olur mu? Söylediğim herkes kurşun anekdotları geçiyor. Farz galiba? Bu arada biz ODTU'nün kursuna götürüyoruz. Memnun muyuz? Oğlan seviyor, ötesi var mı?

Asliberrycim,
Hangi üç allah aşkına? Beşledik yahu! Bugün bir öğrencim "hocam sizin ev perili, sizi sevmedi," dedi. Ben de koşarak uzaklaştım. Yok böyle şeyler diye biliyordum ama ufak ufak da...

Gaykedicim,
Sen beni boş ver; çanak yerinde duruyor bütün haşmetiyle :) Canım köpekten ne haber?

Şulecim,
Çok yandı canım, bildiğin gibi değil. Çanağın her bir eklemini hissediyorum şimdi. Zormuş cidden bu yaşta berelenmek.

Gülçincim,
Sana da geçmiş olsun. Diz de çok acır yahu. Sızlar cız cız. Benimki daha çok bir frekanstan yapılan yayın gibi. Oturup kalkarken ses artıyor :)

Ekmekçikızcım,
Evet ya! Bu ne bahtsızlık! Ama yine de allah beterinden korusun diyoruz, geçiyoruz. Ve fekat, cidden yeter yani. Belin konusunda da geçmiş olsun. Çok çok korktuğum bir şeydir.

marruu

Elif Derviş dedi ki...

Amanin nedir bu ya üst üste bi sürü şey oldu :( Neyse, daha kötü bi şey olmasın diyelim biz yine... öpiyim geçsin dicem, ayıp olcak şimdi :)

Adsız dedi ki...

büyük geçmiş olsun
ama iyiyim diyerek geçiştirme bir an önce kontrolünü yaptır moşo bu işler şakaya gelmez...


tekrardan geçmiş olsun

Tabiat Ana dedi ki...

benimde bu şekil düşmelerim pek meşhurdur.Toplamda en az 7-8 kez bu şekilde düştüm miso o yüzden halinden iyi anlarım.(damdan düşen misali)Eğer şöyle simit gibi ortası açık bişeycikler varsa evde onunla oturup kalk bence en azından acıların hafifler.
Çok ama çok geçmiş olsun buda son olsun inşallah:(

endiseliperi dedi ki...

çok geçmiş olsun yahu, nedir bu hakkaten. ben de hep düşecek gibiyimdir. ama miso eğer aklımda bir düşünce varsa ve eğer öfkelendiriyorsa beni bu düşünce o sırada düşmem de pek olasıdır. eğer öfkeli bir şey düşünülecekse, oturmakta fayda var:)

iyileşmene çok sevindim. sen şimdi popon acıyor ya, prensesler gibi yavaş ve zarifçe oturuyorsundur. biraz dik durup, çeneni de kaldırdın mı, tamam işte!

ıyyy... kendimden nefret ettim şimdi. ben kaçayım.

öpüyorum.

uzay dedi ki...

içimden sana şarkılar söylemek geliooo...

Adsız dedi ki...

Gecmis olsun! Benim kuzeniminki kirilmisti. Zaten yapilacak birsey yok. Birkac zaman tuvalet klozeti gibi bir sisme yastikta oturdu, o kadar.

www.elifsavas.com/blog

teyzenteyfik dedi ki...

Aa, bak bu yaziyi okumustum ama zahmet edip bir gecmis olsun dilememisim, simdi farkettim.

Gecmisler olsun canim, üstündeki bu kötü bulutlar gecsin, gitsin artik.

Belki gecmistir bile, ha?

Sevgiler.:)

evinkedisi dedi ki...

Miso?

Ya, yemin ederim ya bende bir öküzlük var ya da geçici hafıza kaybı yaşıyorum, Sufle'den önceki pisinizi kaybedişinizi, o yazıyı okurken nasıl üzüldüğümü falanı filanı...Ben onlara yorum bıraktım zannediyorum :((( A ha baktım, hiç bir şey yazmamış, onun yerine yoğun bir şekilde düşünmüşüm, içime işlemişti yazdıkların. Tabi yoğun şekilde düşünmek yetmez çok çok başınız sağolsun demek yeter mi orası da muamma, zaman herşeyin ilacı belki...

Sufle'nizi kutluyorum, pıslayan kedinin kıvam alması daha güzel bir duygu yaşatır, bundan emin ol, hani vahşi bir atı evcilleştirmek gibi :)))

Kuyruk sokumuna gelince...Yıllar önce mahalle futbol takımında top koştururken öküz bir arkadaşımın arkadan gelip kuyruk sokumuma attığı tekmeyi ve beynimde çakan kıvılcımları, günlerce oturamadığımı hatırladım da, kaba et falan fasa fiso...Orada da içim bir ıyk etti, ne diyeyim, çok çok geçmişler olsun :(

Yazdıklarını başına gelen kötü şeyler de olsa yine büyük bir zevkle okudum, ellerine sağlık.

Yoğun şekilde düşünmek ve o sırada bambaşka bir işe dalıp yazmayı unutmak adına da tekrar özür diliyorum :(