1 Mayıs 2008

Hocam, bir şey konuşabilir miyiz?

“Hocam.”
“Efendim karizma beğ.”
(Gülüyor ağzını eğerek. Allahım, ne karizmatik bir çocuk, ne ağır abi bu böyle. Bir yandan öyle geliyor, bir yandan da komik. Bu kadar genç yaşta sığınılan bu karizmanın biraz da komik ötesi-gülünç bir yanı yok mudur? Üzerine büyük gelen bir ceket gibi...)
“Hocaaam...”
Laf niye uzuyor anlamıyorum. Yüzüne bakıyorum. Var bir karın ağrısı ama dur bakalım.
“Söyle ...cım.”
“Hocam sizinle bir şey konuşmak istiyorum ben.”
“Konuşalım tabi, söyle.”
Çatlıycam artık. Gözünün en içine bakıyorum. Çabuk, çabuk söyle diycem utanmasam.
“Hocam ben çok kötüyüm.”
Hoppalaaa. “Neyin var ...cım?”
“Hocam ben okulu bırakıp askere gidicem galiba.”
Öğğğğ. Neee? “Dur bakalım, nereden çıktı şimdi bu? Evde filan mı bir sıkıntı var?”
“Yok hocam. Ne bir şey yapabiliyorum, ne ders dinleyebiliyorum. Çok kötüyüm hocam.”
Ayy, aşık olmuş bu salak. Heheh.
Bir süre konuşmadan birbirimize bakıyoruz. Ben gülümsemeye başlıyorum. O da gülümsüyor. “Ümitsiz mi?”
“Hem nasıl hocam.”
“Konuştun mu kendisiyle?”
“Evet hocam.” (Aaa, bunu hiç beklemiyordum. Ağır abi ya bu... Demek değilmiş.)
“...cım, bak şimdi beni dinle. Okulu bırakmak büyük delilik olur. Bir daha o kadar dersane hamallığı çekebilir misin? Hem geldiğinde çoluk çocuğa kalırsın. Biraz zaman tanı, düzeleceksin, emin ol.”
Bakma çocum yüzüme bön bön. Tek kaz sen misin? Bak karşında gelmiş geçmiş en şanlı kaz duruyor. Heheh.
“Hepimizin başına geldi inan. Ve iyileşiyor insan bir süre sonra.”
“Diyosunuz...”
Ya bu ilk defa aşık olmuş galiba.
“Valla bak. Hepimiz yaşadık, yemeden içmeden kesildik. Sonra da kediler gibi kendi kendimizi iyileştirdik. Hem memlekette hatun kıtlığı mı var? Allllaalllaa.”
Gülüyor. “Bana biraz ödev durumlarından müsamaha gösterir misiniz?”
“Tabi gösteririm. Hadi sen yaralarını sar.”

Bu konuşmayı yapalı iki hafta filan oldu. Şimdi çok daha iyi tip. Ödev yapmaya başladı. Yine ağzını eğip gülüyor. Bir de not yazmış bana. “Şimdi daha iyiyim. Hala tam iyileşemedim ama çabalıyorum. Alakanızdan ötürü teşekkür ederim.” Ufff, laflar da çok karizmatik. Cidden üzülüyorum. O kadar içten yaşıyor ki. Bu ağır abiler de hep böyle daha bir şamar etkisiyle yaşıyorlar. Tespitim budur.

marruu

12 yorum:

şule dedi ki...

iyi ki sen varsin da, agir abi tum agirligina karsin gelip senle paylasmis, rahatlamis. ask acisi kanatir misocum, n'apsin cocuk...zorlaniyordur...
ote yandan eski hocalari dusundum. mumkun muydu boyle seyleri paylasmak onlarla. odalarina dersle ilgili soru sormak icin kafami uzattigimi hatirlamam, degil ki gidip ask acisini anlatayim...

elektra dedi ki...

miso kedim hakketten pek kazmış ama:) yazık ya, bu yaşa kadar aşık olunmaz mı
bir de niye askerlik çocuğuuuum?? alla alla...

Nakhar dedi ki...

ağırlaştırılmış kasıntıları pek sevmiyorum ben bir ara aha dedim şimdi ondan hoşlandığını söyleyecek diye... miso da şok olacak filan diye düşünürken..

sanırım kız ona askerlik yapmadan senle çıkmam dedi... ee kızda ağır abileri biliyor demek ki çünkü erkek milleti askerde duygusal bunalıma girip değişiyorlar :)

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Yine de Misohocanım'a açılabilmiş olması bir şey.
:))

jasmingreentea dedi ki...

süper ya. insan kaynakları eğitimlerinde anlatılsın. başka teferruata gerek yok bence.

miso dedi ki...

Şulecim,
Hoca profili değişti artık cidden. Bir de O D T U hazırlık birimi de çok öğrenci yanlısı bir bölüm. Elbette kasıntı tipler var ama birimde benim bildiğim bir sürü teyze hocayla da böyle şeyler konuşulabilir gibi geliyor bana.

Elektracım,
Evet ya. Tip o kadar şaşkolozlaşmış ki intihar türü bir şeylere teşebbüs ediyor. Manyak kafa :) Neyse, hala sınıfta. Sınavdan da 83 aldı :))

Nakharcım,
Yok artık diyorum gülerek. Beni ne yapsın çocuk etrafta o kadar çıtır varken. Bizim son kullanma tarihimiz geçti çoktan :))

Ekmekçikızım,
Misohocanım... Ne kadar hoşuma gitti bilemezsin. Ve de evet, o kadar mutluyum ki açıldığı için :)

Jasmingreentea,
Teşekkürler, heeeey yuppppi. Ne güzel şeyler yazmışsın.

marruu

endiseliperi dedi ki...

miso'cuğum dün ablamla uzuuuun bir telefon görüşmesi yaptık. içinde sen de vardın. senin hakkında öyle güzel şeyler söyledi ki ablam, coşkulu bir sevinç duydum bundan. mesela öyle güzel ders anlatıyormuşsun ki, öğrenciler ödev yapmasa bile sadece dersi dinleyerek bile çok başarılı olabilirmiş.

sonra öğrencilerle kurduğun iletişimin içtenliği, bu konuda harcadığın büyük çaba, bir abla gibi hem özgürlüklerini geliştirip hem de onları koruyucu, kollayıcı tavrın olağanüstüymüş.

ben, yaptığın her şey için teşekkür ederim. gurur duydum seninle.

kocaman sevgiler.

Goddess Artemis dedi ki...

Merhabalar;

Şurayı yeni keşfettim ve katıldım hemen; siz de katılın arzu ederseniz: Türk Kadın Blog Yazarları

Dikkat! biyo var ! dedi ki...

Ağır abileri bile konuşturan hoca:Miso!
Endişeli perimin yorumundan gurur duydum yaa,bana da ne oluyorsa.Sanki annenim:)

elektra dedi ki...

anneler günün kutlu olsun miso kedim:)

miso dedi ki...

Sevgili Peri,
Beni ne kadar mutlu ettin anlatamam desem, bu "mutlu" kelimesi pek bir eksik, pek bir sakil kalacak. Gerçekten. En büyük karın ağrım bu benim sanırım. Yani biliyor musun, ben sınıfta tahtanın önünde 'ben'im gerçekten; hiç oynamadan, hiç bir huzursuzluk hissetmeden, bütün samimiyetimle ve çabamla.

Elimde kocaman bir sopa var benim Peri. Eş yanıma vuran, arkadaş yanıma vuran ve en kötüsü de anne yanıma vuran... En çok da o zaman acıtan. Ama biliyorum ki bunları pek beceremiyorum bazı noktalarda. O bazı'nın boyutu da kişisine göre değişiyor tabi, ve ortamına. Neyse, sonuçta sınıfta kalıp duruyorum, yanlış olduğunu bilsem de kimi zaman düzeltemiyorum, kimi zaman da olmuyor, belki de istemiyorum.

Oysa sınıf... Biliyor musun, sınıf olmasa ne yapardım bilmiyorum. Belki çok garip, belki de çok saçma gelecek ama okul, eski-yeni öğrenciler ve sınıftaki hallerim beni hayata en kuvvetli şekilde bağlayan noktam. Yani bunlarsız hayat bana buz gibi geliyor, tutunulası yanları çok az gibi geliyor. Bana göre bile bazen çok garip ve acınası bu; ama böyle.

Ablana ve sana sonsuz teşekkürler. Ve bunları yazmanı sağlayan Yağmur'a. O kadar gurur duyulası bir insan ki Yağmur... İnsana ümit vaat eden, insanın içini ısıtan, gözlerine bakınca gerçekten arkasını görebildiğin nadir insanlardan...

Çok yazdım, çünkü çok mutlu oldum. Ve bir o kadar da hüzünlendim.

Benden de kocaman sevgiler
marruu

miso dedi ki...

Sevgili Goddess,
Henüz bakamadım. En kısa zamanda katılmak üzere. Çok teşekkürler.

Sevgili biyo,
Artık birbirimizin nesi olduk bilmiyorum yahu. Aynı şeyleri ben de hissediyorum başka blogcular övgü alınca. Peri de muhteşem yazmış; ver gazı coştur kazı olsa yeri yani. Görgüsüzdür bu miso, şımarıverir, tikkatt!

Elektracım,
Senin de kutlu olsun. Çok teşekkürler.

marruu