17 Mayıs 2009

Hocam, ben...


“Hocam ben evlenmek istiyorum. Yani nereye kadar oku, çalış filan. Staj burnumdan geldi vallahi. İş hayatı böyle bi şey gaaaba...” (Bu telafuzu ben de kullanıyormuşum; şahitler var: Bir tür tiki)
“Hmmm.”
“Çocuklarım olsun istiyorum.”
“Hmmm.”
“İki tane. Ah canlarım.”
“Hmmm.”
“Aşkımın sürmesini istiyorum. Sonsuza kadar.”

Yuhhh, diycem, diyemiyorum. Gene hmmm. Bir iki anekdot veriyorum. Gördüğümde şöyle titriyordum, böyle hastaydım. Bak şimdi...
“Yaağğğ hocam, ama niye böyle karamsarrr...”

Bak, bak, içimdeki ıssızlığı dindirmek için nerelere sığınmak istiyorum, iki güzel söze muhtacım. Bak gözlerime nasıllar? Hep stada gideyim, hep içeyimmm... Neden sence?

Diyemiyorum.

“Hocam nasıl enerjiksiniz... Nasıl tatlısınız...”

Enerji? Ah ah, sen buna enerji mi diyorsun? Ah benim canım, köpüren taşan bir şeydim ben; türüm bile tanımlanamamıştı. “Ah, teşekkürler, o senin güzel görüşün...” Kibar ol miso, hayvanlığın lüzumu yok.

Hocam aşk, o kişi, doğru kişi, çocuklarımın babası, evimin direği...

Eşşşeeğğin ziki diycem, diyemiyorum.
Ya bi gidin, zamana yenik düşün gelin...


marruu missooo,
seni yaşlı miso,
mal miso...

12 yorum:

Elif Derviş dedi ki...

eşşeğinkinin olduu yerde koptum ben hahaha :D

deli... (sen diil yani, karşıdaki :P)

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Misocum,
Senin bi havalanıp gezip, İstanbul'a filan gelme zamanın gelmiş bence.
Hadi gel!
:)))

baurk... dedi ki...

ben de evlencem! hemen, ilk fırsatta!

Adsız dedi ki...

Benim takıldığım nokta başka, o tür telaffuzu ben de kullanıyormuşum. Şahitler dışında deliller de var, kayıtlar var. Aaa'ları uzata uzata. Ben öyle konuşmuyordum eskiden. Kurtulmam laaazım.

elektra dedi ki...

hojaaaam, gaaba ben de aynılarından istiyorum, ben de evleneyim de göreyim mi o dediğiniz eşekksel şeyi?:)
hahahahahaha, sen var ya misooo, pısttt miso pısssst:)

miso dedi ki...

Delicim, heheh, yakınen telafuz da ederiz icabında :))

Ekmekçikızcım,
Ya niye öyle dedin? Hayır geleyim tabi ama bu kaz da hemen evlenmesin ya :))

Baurk,
Ben ne diyorum, sen ne diyorsun? Çocuum, niye anlatamadık biz size. Dur dur, bi stad yapalım, ben ayrıntısıynan izah edeyim.

Adsız, hoşgeldiniz,
Teşhis net: Tikiyim, Tikisiniz, Tikiler... :)) Tedavisi araştırılıyor. Hayır, işin kötüsü farkında olmamak, değil mi? Puff

Elektracım,
Marrr, currr, kovma beni yaağğ. Haketmemiş mi ama? heheh

marruu

Talisman dedi ki...

Hımm yani şimdi evlilik çok süper değil diyorsun di mi Misocum.. Güzel güzel, böyle şeyler duymaya ihtiyacım var. Bekar ve umacı ya da bekar ve yalnız ölmeye mahkum, bekar ve kimseleri bulamamış beceriksiz algılarına kendim de kapılabilirim bir gün diye korkuyorum. Bunca baskı sonucu :)

evinkedisi dedi ki...

Bayılıyorum yahu ben bu diyaloglara...Hocam şeklinde...Hakkaten neden çocuğun o kadar pembe hayallerini yokettin örtmenim, neden? Hayatın gerçekleri hep böylesine acımasız mı? Belki öyle...

Blogger olmak işte böyle bir şey, okuyacaksın, geleceksin ve benim yaptığım gibi bu kadar kaçırmayacaksın ama yanımda zortlatan bebek ve sürekli kibrit koyası göz kapaklarımla olmuyor işte.

Canım Maruuu :))Muckk!

miso dedi ki...

Talismancım,
Değneği bilirsin di mi? İki ucu olan hani :)) Evli olan vay özgürlüğüm der, bekar olan ah ulan koca der, çocuğu olan şöyle der, çocuğu olmayan kafayı yer...

Sen baskıları boş ver; bu iş cidden zor. Hakikaten değecek biri yoksa bekar bir umacı olarak kalmak en temizi.

Ammaann, en sevdiğim umacı :)

marruu

metin dedi ki...

Miso Hanım ve değerli yorumcuları,

Bekarlık/evlilik ikilemi çözülmesi çok da zor olmayan bir ikilem aslında. Bütün mesele çocukta. Çocuk olunca iş bxxa sarıyor. Şaftı şanzımanı kayıyor hayatınızın. İkinizin de.

Çözüm? Çözüm yok bence.

Bu değneğin üç ucu var yani!

Asortik Krep dedi ki...

Dünya da o duyguyu da yaşamak gerek bence..Hani ne olursa olsun ama onunla yaşayayım.Çabuk bitmesi kimsenin kabahati değil :P

miso dedi ki...

Evin kedisicim,
Bak ben bu bilgisayarın ağzını burnunu kırdım. Ya sen niye kedisicim'in yorumunu ben Talisman'a yazmadan önce göstermiyorsun? Aramızı mı bozucaksın filan da dedim:) Hıyar yaa...

Kedisicim,
Gaz döküp yaktım o hayalleri, heheh. Hiç de cız etmedi içim. Ya mümkün mü? O yaşlarda hepimiz aynıyız: ay aşkım ay bilmem ne... Örneğin bu miso yangından mal kaçırır gibi evlenmişti. Valla. Şimdi üfürdüğüne bakma yani:)

Metin Beycim,
Yani o kadar doğru söylemişsiniz ki... Her şey çocukla başlıyor, her şey. Çözüm? Var ama yemezz :) Hehehhh

Asortik krepcim,
Evet, bunu da yaşamak lazım. Zaten öyle kötü de değil aslında; bir yaştan sonra başka alternatifler, aynı emek ve zamanı harcasan uzaya gidecek olma ihtimalin biraz gönül çeliyor. O yani :)) (Bi de tabi müdürüm olmasa evde kalırdım gibi geliyor, sağolsun yani:)))