3 Mayıs 2007

Yemekhane


“Hocam bakhar mısınız?”
“Buyrun?”
“Yannız kitaplarımızı masalara bırakhamıyoruz.”
“Pardon?”
“Yani yemeğimizi aldıktan sonra bir masaya geçebiliyoruz.”
“Elimdeki 4 kitap, bir yağmurluk ve çantayla birlikte bu tepsiyi nasıl taşıyacağım peki?”
“Ben bilmem. Hocalar şikayet ediyor. (Biz hıyarın başıyız ya) Aha bakın, mesela bu hoca şikayet ettiydi.”

Adam kaşla göz arasında yemekhaneye giren iki hocanın yanına gitti ve parmağıyla bizi (4 tane hazırlık hocası) göstererek “bunnar masayı tutup sıraya girdi hocam,” dedi. (Yalarım, dedi, yutarım dedi, kuyruğunu sevinçle salladı)

“Hocam,” dedim, “masaya kitaplarımızı bıraktıktan sonra sıraya girdik çünkü bu kitaplarla tepsiyi taşımak mümkün değil.”
“Ama ben geçen gün geldiğimde yer bulamadım, o yüzden de şikayetçi oldum,” dedi hoca efendi. (Bu arada 4 yıldır bu yemekhanede en az haftada iki kere yemek yiyorum, bir kere bile yer bulamadığım olmadı)
“Hocam,” dedi Yılmaz, “biz eşyalarımızı masaya bırakıp yarım saat sonra gelsek haklısınız. Biz yalnızca eşya taşımamak için masayı iki dakika önceden işgal ediyoruz.”
“Bilmiyorum. Yönetim yazı astı. Siz müdüriyetle bir görüşün.”

Eeee dedim. (İçimden). “Hocam, afedersiniz ama neyi görüşeceğiz? Kitaplarla bu tepsiyi taşımak mümkün değil. Bize ne söyleyebilirler ki? Nasıl bir çözüm önerebilirler?” (Bunları da dışımdan)
“Valla bilmiyorum.”
“Peki, afiyet olsun.”

Akademik dünyada “seniority” çok ağır bir hastalık. Bu kelimenin Türkçesini bilmiyorum. “Yaşım ilerleyip benden sonrakiler geldikçe buranın ağası paşası ben olurum” diye özetlenebilir sanırım. Asistanken hocanız kötüyse hemen bütün vücudu sarıyor ve daha asistanlık bitmeden kendinizi ordinaryus profesör gibi hissetmenize, diğerlerine de hamamböceği gibi davranmanıza sebep oluyor. Tedavisi imkansız. Orada yaşımız genç olduğu için bize böyle davranabilen bu insanlar, özellikle de “bakhar mısınz” diye konuşan o temizlik görevlisi biraz daha yaşı ileri hocalarla asla bu tarzda konuşamazlar, eminim. Yaş ilerledikçe katmerlenen HAKLAR kümesinden nefret ediyorum.

Öğrenci yetmez, dişine göre olan meslektaşlarının üzerinde de kur iktidarını.

Ve rahatla.

20 yorum:

Elif Derviş dedi ki...

Iyyyyyyyy sinir oldum Misoooooo kimmiş bunlar ya allahaşkına bi email at bana da yaz isimlerini...yemin ederim kudurdum oturduğum yerde!!! Allahım ne gerizekalı insanlarla uğraşıyoruz yaaa...neymiş odtüymüş, üniversiteymiş, medenilikmiş.. hepsinin içine tüküreyim ben, insan mı bunlar yahu??Seniority'ye yaşlı olduğu için kendini bi bok sanmak" da diyebiliriz bence....sinir olduuumm ve kim olduklarını öğrenmezsem çatlarım nolur ya bi ipucu ver ya da email at olur mu.... o münasebetsiz yalaka görevliye de ayrıca bravo doğrusu, hayret yani hayret!!hırrrrrrrr

kecilerin cobani dedi ki...

ben biliyorum seniority'nin turkcesini: kasarlanmislar. (kisaca kaşar da diyoruz) Digerleri, yani siz cünyorlar, lor oluyosunuz Hele ki bu durum tıp üniversitelerinde daha da absürd şekillerde tezahür ediyor.
miso, kafada kitap tasimayi, sol elin serce parmaginda tepsi tasirken bi yandan hulahup cevirmeyi ogrenebilmek gerek...buyrun bizim sirke alalim sizi.
delicim, dellenme.

Elif Derviş dedi ki...

Evet çoban ya, sen diyince yorumumu bi kez daha okudum accık(!) dellenmişim cidden...gerginim bugün biraz ondan heralde :)

kıvır dedi ki...

Tam 'yaşar ne yaşar ne yaşamaz'lık olmuş bu durum.Hocaların kaşarlığına mı yoksa görevlinin işgüzarlığına mı höykürmeli bilemiyorum ama görevli sanki yıldızlı pekiyi bekleyen ispiyoncu ilkokul çocukları gibi canlandı gözümde:)

seniority muzdariplerini psikolojik olarak ezesim, sindiresim geldi birden ama seniority'cilikten değil dişe diş göze göz intikam hevesinden(ne demiş şair:hırsızlık yapanın kolunu keseceksin)

Nakhar dedi ki...

ben olsaydım yeinde ki ilerde bende bir araştırma görevisi olarak başlayacağımı umuyorum şu an... kesinlikle masaya koyardım ve yemeğimi alıp yerdim kimse de karışamazdı oldu yaa ne demek yani bekleyin derdim 15 dakika sürüyor zaten bir insanın yemeği :)

bizim okulda da var öle haspam kıçıkırık bi doktorluk üvanıyla başımıza ord. prof değilde sanki yök başkanı filan ayakları var... e be adam or kadın sanki altın rahimden düştün ya da ne bileyim doğar doğmaz konuşan hz. isa gibi sanki sende üniversitede öğrtim görevlisi oldun. takmaya değmez haksızlığa gelinmez... felsefem budur herkes karşısındakini eziklemeye çalışıyor bu ne çorba ne lahana turşusu :)

Adsız dedi ki...

Eşeklik baki mi desem yaşlılığın ezici zulmü mü bilemedim.Ama okuyunca elimdeki tepsiyi çoktan hocanın kafaya geçirmiştim diye hayal ettim,çorba kafadan aşağı akıyor,spagettiler sallanıyor daha ezilmemiş salçalı haliyle falan.Hayal canım yoksa yemez kıçım,sallıyom ben ;)T.

Talisman dedi ki...

Aha yine sizinki iyimiş, bizde genel müdür ve misafirleri için ayrılmış bir masa var yemekhanede.. Hem de 10 kişilik masa.. Yazılı birşey de değil haa, ama biliniyor kimse oturmuyor oraya. Ve de adamın ne zaman geleceği gelip gelmiyceği belli değil, her yer sıkış tepiş olsun o masa boş gene.. İnadına oturdum ben bi kaç kez. Herkes bi baktı.. Höhh yani höhh..(sinir efekti)
Her tür seniority manyağına selam eder, yüksek makamlarınızda kurtlanın efendim diye çemkiririm.
Saygılarrr..

weiss und schwarz dedi ki...

BU TÜR OLAYLARIN TÜRLÜ VERSİYONLARIYLA KARŞILAŞMAK MÜMKÜN,BAZI YAŞTAN BAZISI MEVKİDEN BAZISI DA HADSİZLİĞİNDEN BU ŞEKİLDE ÇIKIYOR KARŞIMIZA...AMA BOŞVER,ÖNCE Bİ SİNİR YARATIYOR BÜNYEDE AMA MAALESEF BİRAZ BAĞIŞIKLIK KAZANMAK LAZIM,MECBUREN :(

miso dedi ki...

Köşenin delisi'cim ( nasıl bir ifadeyse?)
Dur yahu, sinir yapma. Bu tiplerden her yerde yok mu? O gün de bize çattı işte. Kim olduklarını bilmiyorum, bilmek de istemiyorum.

Keçilerin çobanı merhaba,
Kaşarlanmışlar yorumuna bittim. Ama inanki biz de lor kıvamından çıkalı çok oldu yani. En azından ben.
Sizin sirk neredeydi? :)

Kıvırım,
O pis adamla ilkokul çocuklarını hiç bağdaştıramadım inan. İspiyonculuktan tutuyor bir tek, yoksa sevimsizin tekiydi. Bu arada bakıyorum ceza mekanizman memleketteki politik rüzgara kapılayazmış :):)

Nakharcım merhaba,
Sana okulundaki ordinaryuslarla kolay gelsin diyorum. Ülsere, gastrite dikkat, yan etkisi direk bunlar çünkü.

Tcim,
Fantaziye bayıldım. Ama benim boy konuştuğum hocanın ancak omzuna geliyordu; olsa olsa omuzlarından süzülürdü o spagettiler. O da bir işe yaramaz gibi geldi :)

Talismancım merhaba
Sizin genel müdürün ebatına maşallah diyorum, başka da bir şey diyemiyorum. Daha küçük bir masa kurtarmıyor mu efendim? Uyuzlar.

Weiss und schwarz merhaba
Dediğin gibi genelde yaşla birlikte artıyor bu işler. Bağışıklık ise bünyeyi korumak için tek çare :)

Ali Kayhan dedi ki...

Bu sadece yıllanmakla ilgili bir sorun da değil, bariz bir anlamamazlık. Ezbercilik.

Ne yazık ki bu insanların çoğu durum inceleme ve karar verme konusunda çok yeteneksizler. Çanta konmamalı diye düşünüyor ve gerisi yok.

Bir ara hava alanı ile ilgili bir yazı yazmıştınız, bence hiçbir farkı yok bu olayla.

Ne yazık ki en iyi bölümlerde bile yaşlanınca bunlardan olacak pek çok örneği gördüm şimdiye kadar. :(

Ali Kayhan dedi ki...

Çantanın çoğu Afrika dillerindeki karşılığı kitaplardır.

Özür dilerim. :)

Adsız dedi ki...

seniority hahay öldüm bittim bu kelimeye

aklıma ilk gelen bülent ersoy yelpazesi saten eldivenleri ..
pavyon topuzu alakasız ve abartı makyajı takma kirpiği
17 yy kabarık ve volanli elbisesiyle ortalarda dolaşan bir tip canlandı hemen
hani vardırya fransız filmlerinde 10 metrelik bir masa ortada devasa şamdan biri bir ucunda diğeri diğer ucunda yemek yiyen iki kokoş...
:))))
alakasız oldu ama daldım birden ...
ya sabr ne diyeyim rabbim diğerlerine akıl fikir ihsan eylerken sanada bol bol sabır versin...

Adsız dedi ki...

kimse terbiyesini bozmamis, ne guzel, ben bozayim. okuz bunlar okuz!. (pardon, kosenin delisi de iyi veristirmis ama onun mazereti var:0)hoca olmuslar ne yazar. yani adamin kendinden baska kimse umurunda degil bakar misin. bekleyemiyor yani iki dakika, masalar bosalsin diye. ama nasil beklesin dimi. omru boyunca o senioritye ulasmak icin beklemis zaten, iki dakika daha nasil beklesin. yeter ki O beklemesin, baskalari zora girsin kimin umurunda.
bir de salaga yatar gibi "valla bilmiyorum" demeler. hadeeee deyip gecseydiniz Miso ya, bunlara aciklasan ne olacak. o kadar kit degildir ki akillari, islerine gelmiyor o kadar.
cok sinir oldum. sabir diliyorum size.

Adsız dedi ki...

Her yer mi ayni yaaaa..... ah, actirma kutuyu, soyletme kotuyu, ben Turkiye'min bir operasinda solist olmus iken.... neyse... kutu genis, kotuluk bol. ;o)

Adsız dedi ki...

üniversiteleri dışarıdan herkes çok nezih, çok saygıdeğer kurumlar, hocaları da çok aklı başında, çok nazik falan zannederler. orada akademisyenler arasındaki ilişki de örnek teşkil edecek türden, düzeyli ve insancadır.tüm hocalar asistanını meslektaşı olarak görür, devletten aldığı maaş karşılığında yapması gereken işleri kendisi yapar, öğrenciler arkadaşlarıdır,vs....ne büyük yalan

narsis dedi ki...

"Okumus esek" derken esekcikler icin uzgunum. Yoksa bu deyim yerinde sanirim.

Andy_Dufresne dedi ki...

Otorite ( götümüzü koyduğumuz koltuk ) insana bazı haklar verir, mesela aptalca fikirler öne atıp sonrada onlara destek çıkacak yalakalar bulabilirsiniz. Ne kadar aptalca olursa olsun yada mekan neresi olursa olsun farketmez, Türkiye sınırları içinde olsun yeter...

miso dedi ki...

Alikayhan merhaba,
Afrika dillerine olan engin hakimiyetinize bittim. Başka kelimeler varsa onları da öğrenmek isterim. En iyi bölümlerdeki örnekler ise gerçekten göz yaşartıcı. Etrafımı sardıklarını düşünüyorum ve uyuz oluyorum. Cidden.

Diagonel,
Kelime bence de çok başarılı. Hazırladığın senaryo ise harika. Ama o hocalar kadın değil erkekti. Bu yüzden daha da eğlenceli hale geldi durum :)

Pelin,
Benim naçizane terbiyem elvermedi diyeceğim, köşenin delisi ipliğimi pazara çıkartacak. Terbiyesizliğin alası var ama dilim varmadı. Dediğin gibi, bir dakika bile beklemeye tahammülleri yok. Özellikle de gençleri.
Ağzına sağlık :)

Elif merhaba
Aynı soruyu ben sana sorayım. Her yer mi aynı yaaa? Hele hele sizin gibi yetenek fışkıran bir sektörde alası mı var yoksa? Tühh.

Anonymous hoşgeldin,
Dışı seni, içi beni yakar. Tencere dibin kara, seninki benden kara... Ne güzel, ütopik bir üniversite ortamı çizmişsin. Kanca parmaklarıyla birbirleriin gözlerini oydukları gerçeğini atlamışsın yalnızca :)

narsis7ekho merhaba
Yazık eşeklere cidden, o güzel gözlülere. Ama "eğitim cehaleti alır, eşeklik baki kalır" atasözüne de bayılırım. Cilt altı yağ dokusu gibi bir şey sanırım. Hiç yok olmuyor.

Dufresne hoşgeldin, (en sonunda)
Bence iktidar ilişkilerinin olduğu her yerde bu otorite yalakalıkları mevcuttur. Türkiye sınırlarıyla sınırlı değildir kanımca. Ama yoğunluğunu bilemem. Belki de bizde daha yoğun. Ben böyle olmak istemiyorum, bu çok korkunç bir hastalık bence :(

gezicini dedi ki...

sevgili Miso,
yahu birden aslında yıllar önce asistan kalmak için yaptığım uğraşlar geldi. sonra da vazgeçmiştim. yani şimdi bu yazıyı okuyunca aa bak görüyor musun diye kendi kendimi teselli ediyorum. ah yine de ODTU de hoca kalmak isterdim yahu..
üzme kendini yine de, sağlık olsun!

miso dedi ki...

gezicini hoşgeldin
ya ne üzücem kendimi. Canım ODTÜ. Hıyarlar her yerde var, onlara mı takılıcam? Sinir oldum yalnızca :)
marruu