11 Eylül 2008

Okul başlarken


Okul haftaya başlıyor ama ben ilk öğretim açıldığından beri sabah sekizde okuldayım. Ilgaz’ı bıraktıktan sonra ne yaparsın? Yürüyorum yahu, ve kendimi acayip iyi hissediyorum. Arabayı Hazırlık’a bırakıp allah ne verdiyse yürüyorum. İlk gün 25 dakika yürüdüm. Sonra yarım saat. Bu sabah tam 40 dakika. Ama öyle salına salına değil, arkamdan birileri koşturuyor gibi yürüyorum. Çok da mutluyum. Bacaklarım zonk zonk ediyor ama yine de mutluyum. Bugün deli, “azim işte,” dedi. Yanımızda Gary vardı, o kelime nedir dedi, hiç birimiz karşılığını bulamadık. Biri commitment, dedi, bence değildi. Az önce baktım, determination/devotion filan demiş. Hala da tatmin olmuş değilim. Ama biz ne biçim hocayız böyle, olmadım da değil. Öğretmenler odasındaki herkes soru üzerine armut oldu, birbirine baktı. Devecisinden.

Geçen hafta ve bu haftanın bir kısmı sınavlarla geçti. Yeni kurbanları gördük. Her sene gözüme daha da “genç” görünüyorlar. Hele bugünkü seviye tespit sınavındakiler iyice çoluk çocuk gibiydi. Bazı öğrencinin ifadesi öyle oluyor, bööyle yüzüne bakıyor insanın, gözünün içine bakıyor, ben burada ne yapıcam, annemi özledim filan gibi bakıyor. İki sene sonra tanınmaz hale geliyorlar; bildimcik otu oluyor hepsi, havalarından geçilmiyor. Bugünkü sınıf öyleydi, hiç ukalağa dümbeleği yoktu. (Hassas tahlilci miso)

Sonra yemekhanede eski bir öğrencimi gördüm. Sınavlarda da karşılaşmıştım, arkadaşlarını getirmiş sınava filan, ayaküstü konuşmuştuk. Neyse, yanında da bir başka hoca. (Dönem sırasında o hocanın dersini alan iki öğrencimin teklifiyle ve tabi meraktan dersine girmiştim. Başta çekinmiştim ayıp mı olur diye ama ders anfideydi, kamufle oluvermiştim.) Ben öğrencimi oyaladığım için çok özürler diledim ama çok kibar biriymiş, ben yerlere eğildikçe o daha da ezildi filan. Hoşuma gitti; kibar insan kıtlığı had safhada ne de olsa.

Eski öğrencimin arkadaşları geçti mi diye sorayım dedim, meğerse sınıfımdaki iki Rus kızmış. Ama kardeşim, ciddi bir adaletsizlik var bu tip-şekil-şemal dağıtımında diye düşünmüştüm. Bizim sınıftaki hiç bir erkek öğrenci geçemedi bence o beyaz tişörtler ve muhteviyatı filan sebebiyle diye de aklımdan geçirmiştim o gün. (Burada Talisman'ı da sevgiyle anıyorum). Hay allah, bugün bunların arkadaş olduklarını öğrenince utandım. Sonra bir şey danışmak için kızcağızı yanıma getirdiler, ben de ne kadar aklım fikrim varsa verdim; mahçuptum. Valla.

Haftaya dersler başlıyor. Eski öğrenciler de "geliiiyoruuuz, sizi çok özledik," diye facebook'tan mesaj olayına girmişler zaten. İçlerimin yağı eridi. Okulun açılışını yemin ederim iple çekiyorum.

O kadar kudurdum yani.

marruu


6 yorum:

gerbera_ferezya@hotmail.com dedi ki...

keşke benim hayatımda da hep okul olsa...

Adsız dedi ki...

ühüh ühühü hühühhüü

açık ta kaldımmmm :( ek kontejyan bekleyim alakasız bölüm yazmak zorunda kalıppp ( ki açıkta boş bir yer kaldıysa ) alakasız bir bölüme 10 gün sonradan balıklama dalıp abondone olacağım günü iple çekiyorum ben de :)

kecilerin cobani dedi ki...

özlemişim misortmenim yazdiklarini okumayi.
yalniz sen zaten normalde de arkandan atli geliyormus gibi kosturursun simdi nasil yuruyorsun tahayyul edemiyorum bile....
Gary sünger bob'unki mi. ehehe... ben biliyom azim ingilizcesi...çünkü zamanında, bi yapanci arkadasima taşın azimle ilişkisel deyimini anlatmaya çalışırken öğrenmiştim.
muhteşemim ben.

Ali Kayhan dedi ki...

Ne zaman açılıyor okul yahu? Daha çok yok muydu? :)

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Yürümek iyidir; insanı ruhen ve fiziken ipek gibi yapar.
:))
Ne dedim, ben?
:)

miso dedi ki...

Sevgili Petunya, hoşgeldiniz,
Evet evet, keşke isteyen herkesin hayatında hep okul olabilse. Ama tabi bir temenni daha var: böyle bir okul olabilse :)

Sevgili Diagonal,
Hay allah, biraz sıkıntı var :( Olsun, düzelir. Ben biraz "her işte bir hayır vardır"cıyımdır. (Cümle net mi?) :))

Çobanım,
Amanın, bloguma ruhunuzu katmışsınız. Misortmenim lafı da süper olmuş. Ya cidden ben niye böyle yürüme özürlüyüm? Cevap net: babam da öyledir; aile hastalığı. Bir de şey: Niçin yazmadın kardeşim sen bu kelimenin ingilizcesini? Hemen yaz. Plizz

Alikayhan,
Şaşırırdım zaten tembelliğe bu kadar alışmış bir görüntü çizmeseydin. Sen ayrılamıyorsundur şimdi sevgi dolu yuvandan, iç içe yaşadığınız komşulardan filan. Çukurova'ya da geçiş olur belki insan zorlasa. Hani o kadar dayanılmazsa ayrılık :))

Ekmekçikızcım,
Yorum feng-şuyi filan gibi olmuş. İyi demişin :)

marruu