10 Ocak 2008

Köşenin delisi ve yavvusu

Bugün köşenin delisi’ne gittim. En sonunda gidebildim demeliyim aslında. Kar kış, ders, bilmem ne derken üç haftayı bulduk galiba görüşmeyeli. Şimdi tabi deli’nin okulda olmayışıyla yaşadığım boşluk tarif edilir gibi değil. “Ne kadar da yalnızmışım” oldum o evine çekilince. Herkes bir sosyal, efendim yemek programları, sinemalar, haydi takıl bana benim kuaförümde yaptıralım saçı başı filan yaparken, ben... heheh, yok yahu, o kadar da değil, ama onun gibisi de yok haliyle. Eee, kaç yıl sonra bulduk birbirimizi, zaman zaman pıhhlasak da, sen bana küstün mü, ben şöyle demiştim ama alınmadın di mi ah ahmak ben filan desek de karşılıklı... Süper arkadaş, özlenesi, nesli tükenenlerden yani.

Kapıdan girdiğimde Tarçın’ım, eski aşkım, zamparam koştu geldi. Şöyle bir koluma hamle etti ama ben sevmek isteyince hemen tokat atıp geri çekildi. Sana mı kaldık Tarçın efendiii, benim de evde karakoncolos Fıstık’ım var. Üstelik patilerini ve göbeğini bile sevdiriyor. Ve hatta öptürüyor. Yürrrüüü. Diğer kedi ise çizgifilm karakteri gibi. Bacakları yedi santim filan; hadi abartmayayım on santim olsun. Bodur bir tropikal hayvan gibi. Hayvanı neredeyse hiç göremediğimden dolayı adını unutmuşum, Osman diyeceğime Mustafa gel filan dediğim için o da bastı gitti. Sonra bir ara sevdim ama camın önünde. Hatta sırtını kaşıdığım için kıçını kaldırdı, deli naapıyo yaa filan dedi, ben de kıllanıp kaşıma olayını kestim.

Ama efendim, her şey bir yana, o Toprak yaratığı diğer yana. Ya ne olmuş o öyle. Anlatılmaz kucağa alınır, yanaklara burun ve dudaklar bastırılır, hiç öpülmeden öööyle beklenir, o gurr gurr kumru sesleri çıkarırken, bir yandan da mikro ayak parmaklarını bacaklarıma batırırken... Yok, hayır, ikinci çocuğu cidden istemiyorum. Ama içim ılık, ılık akıyor oraya gidince de.

İlk gittiğim anda Toprak efendi büzdü dudakları ağlar gibi yaptı. Aaa, dedim, beyefendi adam tanımaya başlamış. Sonra benim dost olduğuma ikna oldu. Sonra da uyumak dışında hiç kucağımdan inmedi. Bir ara yürütece konduğunda çok komik oldu; kendisine biraz büyük gelen bir poniye atlamış cüce edasıyla etrafına bakındı, aşağıya sarktı, üçgenleşmiş parmaklarını hedüü, gurr sesleri çıkartarak oraya buraya salladı. Deli de o sırada, oğlum sarkma, belin ağrımıyor mu, dedi. Ben de ya bırak ağrımaz beli meli, kemik mi var onda, dedim, ama içimden hep heheh diye güldüm.

Sonra bu Toprak efendi kucağımdayken, “delicim, bunun dişi çıktı mı,” dedim ben. “Yok canım, ne dişi,” dedi, deli de. Sonra ben bir baktım ki bir diş artık çıkmış yani, damak patlatmayı geçmiş. (Yuh yahu, Altı Nokta’da mıyız dedirtecek kadar). Hemen yanındaki diş damağı patlatmış. Çıkan dişin diğer yanı da hafif beyaz. Deli hemen üzerimize saldırdı, aeöğğğ çıkmış mı, ben görmemişim, anlamamışım, Alooo, kocaaağğğ, bunun dişi çıkmış, bu Miso gördüüğğ, filan yaptı. Toprak olayın ehemmiyetini anlayarak asla ve kat’a ağzını bir kere daha açmadı. Neyse, gece bakmışlardır herhalde. Dişlerin bir yere kaçacağı yok sonuçta. Doya doya baksınlar. (Uff, çok pis ezdim, bir ay gidemem artık. Barış’ın gözüne hiç görünemem, bittim ben)

Durum budur. Küçük çocuk muhteşem bir şeydir. O bir yaratıktır; barındığı yerdeki bütün odaları bile muhteşem kokutmayı beceren harikulade bir yaratık. Toprak ise tapılası bir mikro insan olmuş tam.

Delicim öpüyorum ailecenek.

marruu

17 yorum:

Adsız dedi ki...

mişocum lütfen geçiniz bu ikinci çocuk istemiyorum masallarını bal gibide istiyorsunuz sizin kinin bir yeni modelinden ....


mümkünse az yaramaz masrafsız ve çabuk büyüyebilecek bir tanesinden ....



güzel olar demi ?


hem ılgaz içinde oyun arkadaşı çıkar....


yani ben bile yiğenleri severken bende mi alsam bunlardan bir kaç tane ne? falan oluyorum düşün yani....


kaldıki durum ortada... ülkemizde hala evlat edinemiyoruz biz....
hem bekarız... hem erkeğiz üstüne birde neyse.....


ama imkanlar zorlansın ve siz bir tane daha edinin derim yol yakınken ....

Elif Derviş dedi ki...

hahahaha her satırında yarıldım okurken :)))) ama ne hainsin sen var yaaa nasıl da hor görmüşsün "görmemiş bunlar çocuğun dişini" falan diye...abicim ne bilelim biz öyle çaktırmadan çıkacağını? Hem önden bakınca da bi nane yok işte...ağzını zorla açtırıcan daaa, bi süre öyle tutmayı becerip üst taraftan bakıcan daaaa oradaki beyazlığı görücen :D

Osman'ımı da ezmişsin ayrıyeten (böyle bi kelime cidden var mı, varsa böyle mi yazılır, öff şimdi kim açıp bakcak tdk.gov.tr'yi) bi kere çok güzel bi kedi tamam mı osman, hıh, türk modeli, etine dolgun. Tarçın'ın kayıp ataları muhtemelen avrupanın eski soylularından falan :P

Veeeee...hay ağzına sağlık diagonel!! Ben desem döver bu beni, ama madem sen demişsin ben de araya karışayım hemen...ne bu böyle her seferinde "yok yok istemiyorum ikinciyi" ayakları :))hehehehe bak gel ikincileri birlikte büyütelim hehehe (şimdi hem miso hem de barış kesecek beni kaçayım o yuüzden)

baaaaaaay

:D

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Ha ha haaa!
Misooo, var mı öyle diş gördüm, oh anası-babası göremedi filan falan deyip kaçmak?
Hediye alacaksın bebeğe, hediye!
Yaaa!
Kolay mı, bebeğin ilk dişini sen gördün.
Hadi bakalım, buyrun.
:)))

Elif Derviş dedi ki...

hahaahhahaaa ciddi mi ya ekmekçikııııız :))))))))

Kıç Kıça dedi ki...

Dönerci miyim ben yahu niye keseyim? :)

İkinci konusunda destekçinim miso.
Sizin erkek bizim ikinci, bizim oğlan sizin ikinci olsun. Ne gerek var üçüncüye, dördüncüye?..

Ayrıca Osman maki hayvanıysa senin Fıstık gizli sarışın tamam mı?! Unutmadık daha salak salak duvara atlamalarını efendi...
Kömür deposu doğumlu, kirli havuz suyu rengi gözlü kedi noolucak...

Ağaçkakan dedi ki...

Aaaay çıkmış mı dişi Toplakın! Benim veletlerin önce altlar patladıydı da kaşığa hırt hırt sürtmesinden anlamıştık.
Ekmekçi kız doğru söylüyor, ilk dişi gören hediyeyi alır, anası da kek, pasta masta yapar delicim, babası da yapabilir sorun olmaz.
Barıııış gelmiyim oraya, ne hakkın var Toprakımı yalnız bırakmaya! İkinciyi isterük!

Elif Derviş dedi ki...

Yaşa be Kakancım, oh yaaa nihayet bi tane de benim yanımda olan çıktı...evet Barış, gelmesin Ağaçkakan oraya (ay yani buraya)! :)

Hahaha misocum bak bilirsin ben geleneklere adetlere falan çok bağlı bi insanımdır(!!) o yüzden ciddiye bindi bu hediye işi, madem gördün hehehehehe..bu arada, bugün iyice ele gelir oldu diş kıtır kıtır, bakıp bakıp gülüyorum ve tuhaf sesler çıkarıyorum yavrııııım gibisinden (yok yavrım demedim valla, ama aynı kapıya çıkıyo)

Kakan keki pastayı nerden çıkardın ya...iyi, öğrenirizz Toprak'ın hatrına napalım :)

EKMEKÇİKIZ dedi ki...

Bir kere karıştım bu işe.:)
Bari kek tarifini de vereyim.
Elifcim, hem kolay, hem garantili ve de lezzetli.
Benim oğlak kardeşim bile yapar/yapabilir, o derece yani.:-))
Bknz.
http://ekmekcikiz.blogspot.com/2007/08/elmali-yasiz-kek.html

Lapis lazuli dedi ki...

Ben de cok eglenerek okudum, yeni yil yazisindaki miso`dan ne kadar farkli ruh hali! Kar kis, ev hali, derslerin kesilmesi iyi gelmis belli.

Yeni dis hayirli olsun, bir de dis bugdayi gelenegi vardir, duyurulur kosenin delisi :)

miso dedi ki...

Sevgili Diagonel,
Her içimizin gittiğine sahip olmaya kalksak? Ohhhooooo :) Ya Diagonel, aslında istiyorum bebek, ama kendimi de o kadar iyi tanıyorum ki... Yapamam; inan ki hem ona, hem Ilgaz'a, hem de bize haksızlık olur. Valla öyle bak:))

Sevgili deli,
Ah ne hainim ben, bilmem mi:)) Ben senin o günkü surat ifadeni bir kere daha görebilmek için neler vermem biliyor musun? Ya deli, sen ne müthiş bir annesin, biliyor musun? Bu arada Osman'ın çok komik bir kedi, kabul et. Bak Tarçın'a öyle demem, adam asalet timsali resmen. Ama Osmannn? Kabul eeettt.

Sevgili Ekmekçikız,
Bak ya, nasıl da hediye işini çıkarttı. Bu arada minnettar oldum, bilmiş ol. Bu deli'den korkuyorum zaten. Şimdi bahanem oldu bak :))

Barışcım,
Nassıl da katılıyorum şu ikinci bebek konusunda. Evet, muhteşem bir şey ama çok da zor yahu! Bu arada Fıstık'a niye saldırılmış, anlamadım. Evet, biraz kaz, naapalım? Bir de tabi lazer işaretine duvara atladığında gülmekten hepimiz çatlamıştık, hatırlatırım. O da küsmüştü galiba, ya da mel mel yüzümüze bakmıştı :)

Sevgili ağaçkakan,
Yaa, ne güzel görmüşüm di mii? Alıcam kardeş, alıcam hediyeyi. Korkmayın. Allahalllaaah. Ya bir pintilik dedikodusu filan mı yapıldı size? :))

Sevgili Lapis,
Evet ya, kendimi gerçekten de iyi hissediyorum. Böyle de devam etsin istiyorum. Ayy, ne karanlık yazıymış o yeni yıl yazısı öyle. Ama içim de öyleydi ne yazık ki :( Yalnız bu köşenin delisi pek örf-adet bilmez lapiscim, kendisi neredeyse ecnebi gibidir. Nerede kaldı diş buğdayı... (heheh)

marruu

Adsız dedi ki...

mişooo öyle her içimizin gittiği alınırmı ?
evet bin bir bahane uydurularak yada zarureten(yanlış yamışta olabilirim ) alınır ...
bakınız (evinize ) kemandan hemen örnek patlatıp akabinde olayı ikinci bebeğe bağlar,

ortalı iyice kızıştırır ve bir okadar çabuk ortadan sıvışırım ..

sevgilerimle ve ikinci bebek dileklerimle

Elif Derviş dedi ki...

hahahaha :))))))

kecilerin cobani dedi ki...

ah misocum yav, hmmmfff. dadindan yinmez.
kilciklara yaziyorum: (tum saygim ve kilcik dedigim icin bagislanacagimdan emin simarikligimla)
simdi bi kere ben misoya yerden goge hak veriyorum. ikinci cocuk istemek (istiyor olmak da diyorlar) toplak gibi bi yavruyu sogurmak icin (anam ne dedim ben) yeterli, aciklayici ve gecerli bir sebep diildir. parantezlerden siyirip bir daha okunursa ne dedigim biraz anlasilacaktir (umarim). baslicam bu parantezlere..
simdi, delinin bir dis tahili yapmasi gerekir (bugday, olmadi cavdar, olmadi arpayla yapilan herhangi bir icecek olabilir ehehehe), sonra o disi dusurunce yastigin altina koyup dis perisini beklemek gerekir. o kim bilmiyorum ben bir iki sene sonra bakicam bi yamuk bi tipse bu kismi atlayabiliriz. sonra da o disleri dis hekimligine bagislamak yapilacak en dusunceli hareket olur.
misocum, haftaya kuvaforume bekliyorum sekerim ayol. smirnoffu bizdolabina kodurdum.
ayol demis miydim...

kecilerin cobani dedi ki...

ayriyeten denmez, ayrıcana da denir bi kere delicim!
di mi miso hocam

Elif Derviş dedi ki...

ya bırak bulgurmuş kekmiş, çocuk diş çıkarsın biz de karşısına geçip "ahanda dişin var da noluyo yavruuu, bak biz löpletiyoz yine" diyelim cıkcıkcık ayıp ya... Diş perisini tanıyorum ben, tanıştıriim mi sizi :D

miso dedi ki...

Sevgili diagonel,
Kemanı aldım, ooh canım istediğinde çalıyorum, keyfini çıkartıyorum. Haa, ikinci bebek noolur biliyor musun? Olanlara selam olsun:))

Köşenin delisi,
Pek neşeli gördüm sizi. Ve bir o kadar da sorumluluktan kaçan... Hemmen bir diş buğdayı araştırması yapınız, ne gerekiyorsa yerine getiriniz bence. (hayır bize fetva vermişiniz de ikinci bebek konusunda, bir de ben ilişeyim dedim)

Çobanım,
Tek destekçim, akl'ı selim insanım, göz nurum, nar tanem falan filan.. (heheh) Destek süpper oldu, yoksa bu deli çıldırmıştı yani :) (Ya bu arada hafta sonları çalışıyor musun? Bir ara arayacağım sizi efem, belki bir öğlen yemeği? Hağ? Ne dersiniz?)

marruu

kecilerin cobani dedi ki...

misomcum, elbette calismiyorum ehehe. salak mi bu coban rahatini bozup bi de ustelik haftasonlari calisacaa ise girsin, sorarim size.
bir ogleng yemegi. super olur.
bu haftasonu disimi cekcek hekimim. bisii yemem ama bakarim ) cok pis bakarim ben. ya da sen cigner cigner bana verirsin, o da olur.