25 Haziran 2007

Kadere karşı gelmek


Annemin teyzesinin oğluydu bu adam; ismi lazım değil. Anneannemin babası tipik bir Karadeniz erkeği; ilk eşinden en büyükleri anneannem olmak üzere beş, ikinciden ve üçüncüden de üçer çocuğu var. Bu adam da ilk eşten olan kızlardan birinin oğlu. Ailede üçüncü oğlan. Anne, korkunç bir anne. Daha da korkunç bir kayınvalide. Bu kuzenin iki abisi var, iki abinin de birbirinden sosyetik, kasaba kurnazı karıları. Ne yazık ki bu kuzenin karısı dünya eziği bir kadın. Aslında o da zengin bir evin kızı, ama baba erken öldüğü için, mallar mülkler amcalar ve diğer anneler tarafından kapışılmış, varlık içinde yokluk çekerek büyümüş bir kadın. Ezik, bir şeylere hayır demeyi geçtim, kendi fikrini bile söylemeyen biri. Bizimkiyle evlendikten sonra da cenderenin tam ortasına düşüyor. Kayınvalidenin yanına yerleşiyorlar; kocası işsiz çünkü, aylağın önde gideni, her gün beş posta sopayı hak edecek kadar sorumsuz, bir o kadar da eşek.

Gelin hanım bütün evin işini yapmaya başlıyor. Bu arada kayınpeder felç oluyor, yataklara düşüyor. Gelin hanım ona da bakıyor. Hem de ne bakmak, geceleri yanına yatak serip yatıyor ki tükürüğüyle boğulmasın. Bir yıl yaşamaz denilen adamı 4 yıl yaşatıyor. Çıt çıkarmıyor. Diğer yakadan en ufak bir minnet veya teşekkür yok. Yıllar böyle geçiyor ve aniden Ankara’ya gelmeye karar veriyorlar. Bunun nedeni hiç bir zaman açıklanmıyor. Öte yandan, ailenin hiç bir ferdi tarafından da onaylanmıyor. Kolay mı, karın tokluğuna çalışan hizmetçilerini kaybedecekler.

Ankara’ya geldikten sonra kuzen bey bir işe giriyor. Tutunabilir mi, tutunamaz tabi ki. Hayatında bir çalışma terbiyesi, görgüsü yok ki adamın. İte kaka işte kalıyor. Uyarı üzerine uyarı alıyor. Üstelik torpille girmiş o işe, kimbilir kimlerin hakkı yenmiş. Derken, kuzen ölüyor kalp krizinden. Aniden? Pek sayılmaz aslında. O zamana kadar tanrıdan küçük mektupçuklar almış, ama tık demiyor. Vücuduna giren sıvı miktarının bile önemli olduğu bu dönemde yemesine içmesine dikkat etmiyor ve sonunda o gün geliveriyor. Kader? Yemezler, pardon!

Üzüldük mü? Beklenen bu, değil mi? Ben kuzenin ölümüyle rahatladığımı hatırlıyorum. İlkokul mezunu bile olmayan gelin hanım ilk şoktan sonra kolları sıvayıp işe koyuluyor. İlk işi kocasının bıraktığı kredi kartı borçlarını ödemek. Amcalar ve babanne kılını kıpırdatmıyor. Hala biraz yardım ediyor. Lojmandan da çıkartılan gelin hanım annemlerin alt katına yerleşiyor ve hemen kendilerine torpil olan kişiye çıkıp kızı için iş istiyor. Bu sefer önceki gibi hak yenmiyor ama. Kızının niteliklerini taşıyan bir sürü insan var zaten.

Cumartesi gecesi bu kızın nişan davetini verdik annemlerin bahçesinde. Yüz kişiye yakın konuk vardı. Benim ayaklarımın altı tomurcuklandı dört saat servis yapıp bulaşık yıkamaktan. Ama olsun; o babanne, o amca kızları oradaydı ya, yüreğimin yağları cızır cızır eridi. Ve nişanın sonunda öyle bir kucaklaştık ki, bu herşeye değdi.

Kader yok, bize bunu öğretti gelin hanım. İyi insanlar da var, sevgi var, destek var, boktan kayınvalideleri teğet geçmemizi sağlayan gücümüz var.

Mutlu miso

marruu

13 yorum:

Adsız dedi ki...

Aferin kadina! Aferin!!!!

Bizde boyle hikayeler oluyor bazen. Bizim bir kapicimiz vardi. Adamda is yok, kadin vizir vizir. Bobrek Hastahanesi'nde hasta bakici oldu, sacini resmen supurge etti. Evler aldi. Artik kapicilik yapmiyorlar tabii. Guzellesti, makyajlandi. Hanimefendi oldu. Belki zengin ailenin kizi olsa fabrikator olurdu. Belki de hicbirsey olamazdi! Hepsine sapkami cikariyorum.

www.elifsavas.com/blog

Nakhar dedi ki...

hımm kız biraz annemin yaşadıklarını andırıyor biraz... biraz değil fazlasıyla... ama o kadar kötü değil sadece hakkını arayamayan.. aramaktan aciz... eziklik yapan bir annem var... diş gösterene diş göstereceksin bu zamanda böyle... bu yaşanan şeyleri gördükçe avaz avaz bağırasım geliyor...

kıvır dedi ki...

Ya hepimiz bu kadar güçlü vs olamayız galiba.Ayrıca da kadının çektiği de yanına kalmış zannımca.Kısaca Allah bizi sizi hepimizi böyle kayınvalidelerden korusun(kayınbabaların çok bi işlevi olmuyor galiba)

:))

gezicini dedi ki...

hayatta hep güçlü olmak gerekiyor. bunu yapanları oldugunu bilmek güzel. hani bazen umutsuzlugu kapılınca da hatırlamak lazım.
sevgiler
gorki

uykucu dedi ki...

umarım çocuklarımız bu tür kaynanalarla karşılaşmaz yada biz öyle olmayız:)

Adsız dedi ki...

Kadın süper,sizin tavrınız süper.
Senden iyi bir kayınvalide olur kanımca Misom Marruum.

Biyo(Şaşırma,T.olan:))

elektra dedi ki...

ezik görünen kadınların, hayatlarının bir eriminde şaha kalkışları gerçekten çok ilginç.ya bir boşanma sonrası ya da kocanın ölümü sonrası birdenbire hiç umulmayacak kadar dirençli olmalarının altında tam da senin dediğin şey var: içlerinde şiddetle biriktirdikleri kadere nanik yapma isteği...helal olsun.

uzay dedi ki...

bi arkadasımın babası bildigin içkici kör kütük dolanıyo zamanında iş yok güç yok..anneye bi gaz geliyo ve dikiş dike dike atölye acıyo kendine..helal olsun böyle kadınlara iyi ki varlar..ve sen ne güzel seyler yapıyosun..mırrr

Adsız dedi ki...

Kader yok ise binlerce kişinin ismi neden kader olsun ki!Kaderde iyi insanlarla karşılaşmak da var, sevgi de var, destek de var.Kader üzerinde daha geniş durmalısınız.Kader var,irade var, seçim var.

Talisman dedi ki...

Off ürperdim be Misom. Çok iyi olmuş kadın başarmış, o kapasitede biri farklı bir hayatı olsa kimbilir neler yapardı.
Bu arada ODTÜ konusunu çok geç yazdığım için okumaman normal, neyse başka sefere inşallah :)
Öperim kedicik..

miso dedi ki...

Sevgili elif,
Emin ol, senin o kapıcı karısı koca düzgün olsaydı bööyle makyajlanacak duruma gelemezdi. Galiba kadınları hırs basıyor bir yerlerde :)

Nakharcım,
Anneyi çok da suçlama bence; eminim o da farkındadır da çıkış bulamıyordur zaman zaman. Ama istersen avaz avaz bağır, en güzeli bence :)

Kıvırım,
Biz de bu kadar güçlü oluruz; ya da etrafımızda bu kadar güçlü olup bizim arkamızda durabilecek adamlar buluruz. (Sen korkma kıvırım :)) Bu arada kayınpederler cidden daha ikinci planda kalıyor.

sevgili gezicini,
Gerçekten de hayatta hep güçlü olmak gerekiyor. Ama bence hayat o güçlü olmak gereken zamanı bize zaten hatırlatıyor, kaçış yolu bırakmıyor.

Figencim,
Evet ya, kabus bu. Böyle kayınvalide olmayalım lütfen. Ama olmayız ya; en azından bunu bize gösterebilecek dostlarımız var etrafımızda :)

Sevgili T,
Kadın cidden süper. Umarım çocukları da aynı şekilde davranırlar kendisine. (Oğlu pek hayırsız olacak bence, babasının oğlu olacak gibi görünüyor. Beyin de incir çekirdeği kadar)

Elektracım,
Çok haklısın, nasıl bir şahlanmadır o, benim aklım hayalim almıyor. Kadınlık ve özellikle de anne olmak bunu sağlıyor sanırım.

Uzaycım,
Arkadaşının annesini tebrik ederim. Ama içime de bir kurt düştü şimdi; hiç olmazsa gözümün önünde içsin diye kocaya içkiyi eve götürüp bir de sofra donatıyor mu bu kadın? Pıhh

Sevgili mnnş, hoşgeldin,
Kader geniş bir kavram, haklısın. Ama bana irade ve seçim kavramlarıyla çelişiyor gibi geldi hep. Bir türlü de çözemiyorum :(

Talismancım,
Bu kadın farklı bir hayatı olsaydı belki de hiç bir şey yapamazdı, bilmiyorum. Ama koca yaşasaydı, o nişanlanan kız her gün dayak yerdi, buna eminim. Bu arada bir gün buluşabilmek dileğiyle...

marruu

uzay dedi ki...

yok canım her gün harclık veriyor ve o kadar az ki bu miktar hiç bişeye yetmesin diye :)
mıırrrr

Asortik Krep dedi ki...

Bu kadınlar olmasaydı bu toplum batardı diye düşünüyorum..Bu hikayeden çok gördüm ve her defasında da sevindim :)