20 Şubat 2007

Yeni Dönem


Kaç gündür böyleyim. Gergin, huzursuz. Geçen hafta boyunca gittikçe artan bir gerilimim oldu. Cuma günkü okul toplantısında 2.5 seneden sonra (5 dönem demek) ilk defa farklı bir kur vereceğim açıklandı. Derste neler yapacağımızı neredeyse hiç açıklamayan, sadece programın verildiği on dakikalık bir toplantıdan sonra dağıldık. O beş dönem materyali ezberlememe, yeni hiç bir şey hazırlama ihtiyacı duymamama, hatta son iki dönemdir kitaba doğru dürüst bakmadan derse gitmeme sebep oldu. Atıl hoca olmak ne kadar zor anlatamam. O yüzden bu dönem köşenin delisiyle kur değiştirdik. Hem de bu değişiklik derslere sabah girip öğleden sonra kuşlar kadar özgür olmak demekti. Yani 12.30’dan sonra sinema demekti :) Yılların özlemi; işten çık kendi başına veya seyrettiğini anlayan, konuşulabilecek biriyle sinemaya git, sonra hiç bir şeye gecikmeden eve dönebil :)

Hafta sonu bölük pörçük uykularla geçti. Hem yeni kitaplar, hem de yeni öğrencilerle karşılaşacak olmak gerim gerim gerdi beni. Yeni kitapla başa çıkamamak değil derdim, hata yapmak da değil. Tecrübesizlik ürkütüyor insanı, layığıyla yapamamak endişesi sarıyor. Eminim ki bu kuru verdiğim ikinci dönem çok daha hakim ve verimli geçecek. Bir iki kere aynı şeyi yapınca insan materyalin her bir köşesini öğreniyor, öğrenciyi mıknatıs gibi oralara çekebiliyor, daha çok yönden yorumlayabiliyor.

Öğrenciye gelince... Dün karşılaştık efendi paşalarla. Ve umarım iyi bir dönem geçireceğiz. İyi geçsin istiyorum, bunu çok önemsiyorum. Sınıf ortamı güzel olsun, eğlenelim, paylaşalım, hayattan ve beklentilerden konuşalım, biraz sinemaya gitsinler ki filmlerden bahsedelim, biraz kitap okusunlar ki anladıklarından konuşalım. Yalnızca sabaha kadar msn’de konuşan, yalnızca içip dağıtan veya mezun olduktan sonra kazanacağı paralara odaklanıp ders çalışmaktan başka hiç bir şey yapmayan adamlar olmasınlar istiyorum.

Benim istediğim gibi öğrenciler hazır, pişmiş halde geliyor zaman zaman. Onlara doyum olmuyor zaten. Bir de benim kafamdakinin tamamen zıddı öğrenciler var. Onlar için bu bağlamda yapabilecek bir şey olmadığını zaman öğretti bana. Benim derdim arada kalanlar. Onlara bir şeyleri göstermek mümkün, bir şeyler katmak ve bir şeyler verebileceklerini ispat etmek de çok keyifli.

Benim derdim tabi ki hazirandaki sınavı geçmeleri. Ama bir başka derdim de bu ara grupla uğraşmak. O kadar da çoklar ki...

Umutlu miso :)

10 yorum:

kıvır dedi ki...

İşte bu yüzden siz harika bir öğretmensiniz:)))

Elif Derviş dedi ki...

canım arkadaşım, herkes bizim kadar kasılıp sıkılsa keşke yeni bi sınıfa başlarken ya da yeni bir şey öğretecekken... millet rahat tabii...

son kısımdaki "bu ara grupla uğraşmak" ne demek, ben mi anlamıyorum yine saf insan :)) grup kim yaneeee...

Adsız dedi ki...

Eh ne deyim.Çook kolay gelsin Misocum.İdealist olan ve öğretimden çok eğitime önem veren öğretmenin işi hep zor ama sonucu hep keyifli ve gururlu olmuştur.Aksi halde rahat edeceğini zannetmem.Umutlu Miso:)

Devamsızlığınız arttı yalnız,haftaya veliniz bana uğrasa iyi olacak.Daha size ithaf ettiğim fotoğrafı bile görmemişsiniz.Aşk ve meşk olsun.
Oysa ben bu durumla her karşı karşıya kaldığımda aklıma gelen yegâne isim sensin Miso:)))

T.

Andy_Dufresne dedi ki...

İhtiyacınız varmı bilmiyorum ama bol şans :)

uykucu dedi ki...

bizimde yeni dönem başladı bakalım dersler bitiyor bu dönem napıcaksam.her zaman söylüyorum keşke benim hocam olsaydın..hıck!öğrencilerin çok şanslı..
iyi niyetli miso...

miso dedi ki...

Kıvırcım çok teşekkürler, sen de benim çok çok canım bir öğrencimsin.

köşenin delisi, ara grup zaten süper olanlarla ümitsiz vaka olanlar arasında kalan grup. Bissürü, bissürü :)

Tcim, devamsızlığımı sil noolur, elimden geldiğince bakmaya çalışıyorum.

Dufresnecim, tabi ki şansa ihtiyacım var. Teşekkürler :)

evet figencim, keşke senin hocan olsaydım, keşke öğrencilerim senin gibi olsaydı :)

Ali Kayhan dedi ki...

Bizim için de yeni dönem başladı ve inanır mısınız hocaların da sabaha kadar televizyon izleyip, yalnızca kendi küçük dünyasında yaşayan ve nasıl daha çok para kazanabileceği konusuna odaklanıp gelişimini erteleyenleri mevcut.

Benim istediğim gibi öğretmenler, hazır, pişmiş halde geliyor zaman zaman. Miso en başta olmak üzere öğrencilik tarihimde üç-dört tane de bunlardan mevcut.

Bundan sonra daha iyi hocalarla tanışmak ve onları tanımak çok zor artık. O yüzden bu hocaları kaybetmemek lazım. Bu yüzden ben de iletişimimizin kopmayacağından umutluyum.

Bir de bir gün kopya çekmeden yorum yazacağımdan.

Damien Rice çalıyor, gözlerim yaşardı.
Bana Damien Rice'ı da miso öğretmişti.
Bu bile onun nasıl bir öğretmen olduğunun kanıtı aslında.

Sevgiler.

Adsız dedi ki...

ANKARALILAR UYANIN.
HİTİT GÜNEŞİ YENİDEN DOĞUYOR.

http://asortikkrep.blogspot.com/

miso dedi ki...

sevgili alikayhan

Ne yazık ki dünyevi kaygılar zaman zaman insani kaygıların önüne geçebiliyor, hatta insani kaygıların yerini alabiliyor. Boşver, öyle olmadığımızın bilincinde olmak ve karşılaştırma yapabilmek de güzel belki.

Çok çok mutlu ettin beni yazdıklarınla. Gerçekten de çok özel bir öğrencisin benim için. Ve bunu sen de biliyorsun. Bugüne kadar "sayıları iki elimin parmağını geçmez" diye nitelendirdiğim grubun içindesin:)

Sevgilerimle
miso :)

miso dedi ki...

asortik krep hoşgeldin.
gerçekten de bu eski logomuzu çok özledim ben. (cami logosuna ne gerek var ki zaten? nereye dönsek cami görmüyor muyuz?) Bir de tabi bu adamın simge anlayışı çok rahatsız edici. ama ne yazık ki yine gelecek, yine gelecek. ve o kadar güçlendi ki, benim gibi düşünenler 2 oy kullansa bile yine seçilecek. Neyse, tekrar hoşgeldin diyorum :)