30 Ocak 2007

Gidiş-hemen dönüş

"Babannemlere gidicez di mi anne?"
"Gidicez annem, ama önce benim şu sınav görevlerim belli olsun."
O kadar hevesli, o kadar heyecanlıydı ki tipim, gerçekten de ilk defa sınav görevimin olmasını istemedim. Salı günkü sınav için pazartesi sabahı 9'da açtığım bilgisayarımı her 15 dakikada bir kontrol ediyorum, Ilgaz'cım da tepemde, "belli olmuş mu? gidicez mi? ben hazırlanayım mı?" diye yayın yapıyor. Saat bire beş vardı görevim olmadığını öğrendiğimde. Hemen arkasından köşenindelisi aradı, gördün mü, görevin yok diye. Ondan sonrası bir fırtına. Eskişehir istikametine gitmekte olan 2 otobüsüne binmeyi başardık. Bir çöp bile hazır değildi üstelik :):)
Gidiş tabi ki Ilgaz'ın üç saat boyunca hiç susmadan yayınıyla taçlandı. Eskişehir'e bir saat kala, "anne, kaç dakika kaldı?" dedi. Hemen anladım. "Annecim daha bir saat var, nooldu?" "Çişim geldi," dedi. (Galiba biraz da utandı) Muavine söyledim; muavin de son derece şirin gencecik bir oğlan. "Şöför durmak istemiyor, büyük çişi mi, küçük çişi mi?" dedi. (Bunu da hiç anlamamışımdır, kaka demek ayıp mı yahu? Ama oğlan çok kibardı galiba) Baktım bizimki Sivrihisar'ın bağrına sallayacak bütün likit birikimini, "siz bana o meyvesuyu kaplarından bir tane verebilir misiniz?" dedim. (yok yok, tetrapakların pipet yerinden içeriye doğru işetmedim çocuğu, ayran kabı gibi bir şey, markasını hatırlamıyorum). Kısa süren pazarlıktan sonra bir adet boş ayran kabı kılıklı meyvesuyu kabı, bir adet battal boy çöp torbası, bir adet üstüne işemek üzere olan Ilgaz ve bir adet üstüne işemek üzere olan ama bunu sadece Papa'nın hatırına yapacak olan miso otobüsün en arkasına geçtiler. Yahu çocuğum sanki üç gündür işemiyor. Düğme bibi aşka geldi, kap doldu. "Annecim dur," dememle musluk kapandı. "Bu beni gidene kadar idare eder," dedi büyümüş de küçülmüş ukala dümbeleği. İtina ile battal çöp torbasına sarılan kutsal sıvı çöpe atıldı. Ben gururlu bir edayla (ne otobüse işedik, ne de sizleri 3 dakika geciktirdik diye kurumlanarak) oğlumu önüme katarak yerimize geçtim.
Sivrihisar'ı geçtikten bir on dakika sonra otobüs hayalet bir benzin istasyonuna yanaştı. Türbanlı bir bayan iki kızının çişini bir türlü tutamadığından şikayet ede ede aşağıya indi. Tabi biz de hemen fırladık yarım kalan filmi bitirmek için. Tuvalete gittiğimizde çişi gelenin kızlar değil kadın olduğuna Ilgaz çok şaşırdı ama bir şey söylemedi. (Bir centilmen yetiştirmişim yalebbim) Ben de fırsatı kaçırmadım tabi :) Kazasız belasız vardık Eskişehir'e. Herkes çok mutlu oldu.
Bugün de geri döndüm. Kulağımda müziğim, elimde kitabım, bir saat de uyuyarak. Otobüsten inip ayazda yürümek de ayrı iyi geldi.
Biraz kendimle başbaşa kalmak iyi gelecek.
Umarım güzel bir hafta olur:)

8 yorum:

Adsız dedi ki...

Yani "kutsal pipi"yi Eskişehir'e babaanneye bırakıp geri döndün Ankara'ya.

1-Nassılımm?Çok zekiyim deemi?Anlamışım yanee.
2-"Kutsal pipi"nin yokluğuna nasıl dayanacaksın?
3-Aslında çok iyi yapmışsın.Akraba falan öğrenmeleri gerek.
4-3 bir soru olmadı,farkındayım.
5-Boşver,senin de biraz kafanı dinlemen gerek.
6-Ben bu tatilde Ankara'ya gelseydim seninle tanışmayı çok istiyordum.
7-Hatta ODTÜ'ye gelip ,sapığınmış gibi gizlice seni takip edip sürpriz yapmayı bile hayal etmiştim.
8-Sen de benimle tanışmak isterdin değil mi?
9-Yaza kesin gelcem.O zaman görüşürüz dimi dimi dimi dimiiiiii?
10-Bu kadardı.Sırf 10 olsun diye bunu yazdım :)))

T.
K.D.S.M

Andy_Dufresne dedi ki...

Böyle bir annenin çocuğu olmak çok zor bir iş, yani düşünsenize bu adam büyüyecek ve görmeyenler için garantisini veririm ILgaz çok yakışıklı bir adam olacak ve hormonları aktive olup iş kız arkadaş yada eş şeçimine geldiğinde adam resmen krize gircek. Biz erkekler istesek de istemesek de annelerimiz gibi kadınları arıyoruz. Doğanın lanet ama herkes üzerinde işleyen başka bir kuralı daha. Etrafında başka bir Miso arıyacak ama bir garantide buna veririm çoooook zorlanacak :) Bol şans küçük adam çünkü fazlasıyla ihtiyacın olacak :)

miso dedi ki...

Tcim, evet doğru. Paşamı bıraktım geldim. Ve bugün elimdeki kitabı bitirdim. Yarın belki sinemaya giderim. Sonra da belki içmeye. Ilgaz'cım geldiğinde daha sakin ve mutlu bir anne bulacağı kesin. Ankara'ya gelirsen de mutlaka beklerim :)

Dufresne'cim, ne diyeceğimi bilemiyorum. Çok çok teşekkür ederim, hem mahcup oldum, hem de çok sevindim :)

Elif Derviş dedi ki...

Hoşgeldin miso kedicik :)) Valla benim yazını okurken tek düşündüğüm şey "allaaam ne becerikli kadın, benim başıma aynı şey gelse meyve suyu kabı aklıma gelir miydi acaba?" oldu :))

miso dedi ki...

köşenin delisi
bu çok ilginç bir şey aslında. Anne olur olmaz garabet bir şey oluyor insan, çözüm yumurtluyor aniden. Sen hiç merak etme, böyle bir durumda icattan icada koşuluyor :)

Ali Kayhan dedi ki...

dufresne'ye çok katılıyorum. Çiş konusu da çok akılcı şekilde halledilmiş, tebrikler!

Umarım istediğiniz gibi güzel bir hafta olur. Ilgaz gelince her şey daha güzel olur.

Adsız dedi ki...

nedense her yazına yorum bırakma zorunluluğu hissediyorum kendimde aslında zorunluluktan ziyade içim rahatlasın diyeee yazıyorum hepsini oda ayrı ...


allah ılgaz a da sanada tüm sevdiklerinede uzunnnnnnnnnn ömürler versinn ömrüne yüreğine bereket

miso dedi ki...

sevgili diagonel
tabii ki yaz, ben çok seviniyorum okuyunca. (sevindirik miso)
Allah sana da uzun ve sağlıklı ömürler versin :)