14 Eylül 2006

İlk gün

Yok, biliyorum, gerçekten kendimden beklenmeyecek bir performans sergiledim. Bir kere Ilgaz'ın yanında hiiç ağlamadım. Bu benim için mucizevi bir başarı, hiç bir eleştiri kabul etmem. İkincisi hiç hadi veya ona benzer şeyler demedim. Bu ise inanın daha da mucizevi. İçimdeki saat hep dış dünyanın saatinden daha hızlı koşuyor çünkü; ve ben içimden mütemadiyen bana geç kalıyorsun, hadi, çabuk diyen yaratıkla mücadele ediyorum. Ama bugün hiç demedim, aferin bana.
Her zamanki sabahlarımızdan biri oldu. Tek fark yaklaşık 45 dakika daha erken kalkmış olmamızdı. İlk 10-15 dakikamızı miyavlayarak, Ilgaz'ın göbeğine hev hev yaparak, Ilgaz'ın benim suratıma tükürerek hev hev yapmasıyla yatakta geçirdikten sonra mutat kahvaltı seansımızı yaptık ve arabamıza bindik. Teyzeyi ve anneanneyi de alarak oğlumun okuluna gittik. Bugün Ilgaz'ın okulu açıldı. Normal vakitten daha önce açıyorlar, çok da iyi ediyorlar. İlk gün o keşmekeşi yaşamadık. Sonra okulunda bir sürü abi, kısacık etekli abla, daha küçük abi ve ablalar filan eşliğinde ana sınıfına gittik. Bizim tipleri törene almadılar; ezilebilirlermiş. (Ayu abi ve ablalar da var sanırım) Eğilip Ilgaz'ı öptüğümde, "ben bütün gün burada mı kalıcam" dedi. Ve hançeri kalbime sokup bir de kanırtmış oldu. Evet annecim, akşam görüşücez, dedim. Ne diyeyim. Çıktığımda hüüü. Haksız mıyım ya, böyle sorulur mu? Diğer annelerin suratına baktığımda tek kazın ben olmadığımı gördüm. Hoşuma gitti. (hehe)
Akşam daha da devrimsel bir şey olacak. Ilgaz efendi servisle gelecek. "Serviste çok konuşurlarsa benim kafam şişer," diyor dün. Ya kendisi hiç susmayan bir yaratık, ondan daha çok ve daha yüksek sesle konuşan bir başka çocuk düşünemiyorum. Cidden :)
Umarım huzurlu olur, ve mutlu, ve sağlıklı. Ve umarım iyi arkadaşları olur, birbirlerinde kalırlar, hatun dedikodusu çevirirler, pişirdiğim şeyleri haramiler gibi yutarlar.
Canım oğlum, yolun açık olsun.

Hiç yorum yok: