4 Ağustos 2006

Beklentiler ve elde edilenler

Kadın karakter bir söz veriyor kendine ve karşısındakine; ve gerçekten de çaba gösteriyor bu sözü tutabilmek için. Zaman geçiyor; bazen kolay, bazen zor. Ama hep özleyerek. Özledim demenin bile suç sayıldığı anlar geliyor; özledim denildiği anda utanılıyor, karşıdakinin de özlediği biliniyor ama o çok çok az telafuz ediyor bu kelimeyi. Yoksa emin, özlendiğinden emin, bu kadar özlem tek başına duyulamaz çünkü. Sonra bir dostla buluşuyor, ortak bir dost. İkisine de gerçekten dost olan biriyle. Hayattan konuşuluyor, sevgiden, aşktan, ellerin arasından kayıp gidenlerden, kayıp gideceğini bile bile sımsıkı sarılınmış olanlardan. Sonra o uzaktaki dosttan bahsediliyor. Konuştukça konuşası geliyor kadının, konuştukça uzaktakinin hayali sarıyor her tarafını. Konuştukça kuduruyor özlem ama yine de sakin oturuyor kadın, sadece paylaşıyor güzel güzel. Bu kadar özlemek, kokusunu duyacak kadar görüntülere boğulmak bu sefer ağlatmıyor kadını. Telefon ediyor. Özledim dedikçe hıhı diyor karşıdaki, gelecek misin, ne zaman geliyorsun dedikçe bilmem, şu zaman-bu zaman diyor yine karşıdaki. Hayır ya, kadın biliyor, o da özlüyor ve seviyor ama böyle bir iktidar hissediyor işte. Kadın özledim dedikçe karşıdaki eriyor ama aynı şeyi söylemiyor. Oysa kadının ne kadar ihtiyacı var, biliyor. Kadın aniden gülümsüyor ve telefonu yüzüne kapatacağım deyip kapatıyor. Ama kızmadan; telefon elinde, başı hafifçe yana eğik bir şekilde gülümseyerek bekliyor. (Onun gibi, o da başı hafif yana eğik gülümser, kadın erir onu öyle görünce) Telefon çalıyor; kadının duymak istediği tek bir şey var, onun için açıyor telefonu. Yine gelmiyor o kelimeler. Hala emin kadın, biliyor onun da kendisi gibi hissettiğini; hissetmediğinden bir an için bile şüphelense, her şey sonsuza dek bitecek karşılıklı bir kararla. Yine söylüyor, telefonu yüzüne kapatıyorum diyor ve kapatıyor. Bir kere daha çalıyor telefon; çok seviyorum diyor karşıdaki. Çok özledim diyor. Kadın zaten biliyor. (Ama şimdi mutlu, gerçekten mutlu.) Gerçekten çok seviyor ve artık dayanılmaz özlüyor. Ben de, diyor kadın. Telefon yapması gereken şeyi yapıyor uzundur ilk defa. Kadın içtiği biralardan değil duyduğu sesten sarhoş oluyor. Duyduğu sesin gerçekliğinden. Duymak istediklerini duyuyor uzundur ilk defa, ve bu kadar içten.

Hiç yorum yok: